Bir şeyleri değiştirmeye çalışmaktan vazgeçtim.
Çünkü değiştirmeye çalıştığım çoğu şey benim dışımda
bir düzene aitmiş.
İnsanlar, olaylar, zaman...
Hiçbiri benim kontrolümde değil.
Her şeyin kendi yolunda, kendi ritminde aktığını
gördüm.
Meğer yaşam direnmek değilmiş;
bazen sadece akışa izin vermekmiş.
Artık sessizliğin sesini duyuyorum.
Bir rüzgâr estiğinde,
yaprakların arasında saklı duran o huzuru
hissediyorum.
İşte ben o huzurun içinde yürüyorum.
Ne geleceğe dair bir acelem var, ne de geçmişe
sitemim;
varoluşun kendi ritmiyle aynı hizadayım.
Kimseyi dönüştürmek istemiyorum artık.
Herkes kendi zamanı kadar olgun,
kendi yarası kadar sessiz,
kendi hikâyesi kadar eksik ve güzel.
Artık biliyorum.
Ve bilişin kendisi bile sessiz bir kabulleniş.
Kalbim artık telaşsız.
Sözlerim bir yere yetişmeye çalışmıyor.
Her şey olması gerektiği kadar yerli yerinde,
olması gerektiği gibi dingin.
Dingin olmak vazgeçmek değil;
dünyayı olduğu haliyle sevebilmekmiş.
Kendini ve yaralarını da.
Hiçbir şeyin eksik olmadığını,
her şeyin zaten çoktan tamam olduğunu fark etmekmiş.
Ve şimdi…
hayatı değiştirmeye çalışmadan,
onunla aynı ritimde nefes alıyorum.
Ne geri çekiliyorum hayattan,
ne de ona karşı duruyorum.
Sadece onunla birlikte akıyorum;
bilerek, hissederek ve şükrederek.
Dünyanın kalp atışına karışıyorum.
Sadece varım.
Sadece dinginim.
Öz., Kasım 5, 2025
Fotoğraf: Öz., Aralık 2019, Kampüs

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder