Bir Fotoğraf ve Bir Söz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bir Fotoğraf ve Bir Söz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Nisan 2021 Perşembe

Yine, yeni, yeniden...


Yakın zamanda çektiğim bir fotoğraf. Hayatında ne yaşarsan yaşa, yeniden başlayabilirsin diyor.


A photo that I've taken recently. It says; whatever you live in your life, you can start over again.


 

21 Ekim 2011 Cuma

Kovulmuşların Evi'nden


“Ben” dedi kadınlardan biri diğer kadına, “otuz yıldır bu evde kendi içini doldurmaya terkedilmiş bir günlük gibiyim. Sanki dört duvarla ciltlenmişim de hiç dışına çıkamamışım tutulduğum günlüğün. İlk zamanlarda bomboş sayısız yaprağım vardı, onlara bakıp umutlanırdım. Bütün kayıplarımın, o yapraklardan birinde yer bulacağını düşünürdüm. Yanılmışım. Tozunu sildiğim camlar tekrar tozlandı; pişirdiğim aşı yeniden pişirdim; büyüttüğüm çocuklar bana hep çocuk döndü; boyadığım duvarları bir daha boyadım ve her seferinde solan çiçeğin yerine vazoya, solacak yeni bir çiçek koydum. Hayatın bende dolduracağı yapraklar gittikçe azalıyor. Bundan sonrası, bundan öncekinden başka olmayacak, biliyorum. Ama yine de her akşam şu kapıyı aralarken, içimde bir genç kız, bana ne beklediğimi soruyor. Keşke bir tek bunu çözebilseydim…”

(Ali Ayçil, Kovulmuşların Evi)

Not: Bazı kitaplar vardır.Bir yerlerde rastlaşırsınız.Kitaptan bir bölüm,bir alıntı okursunuz;sonra da o kitabı okumak istersiniz.Bu kitabı okuyup ta bana tavsiye eden olmadı.Bir yerlerde karşıma çıktı.Sırf bu bölüm yüzünden onu okumak istiyorum.Belki benim içimdeki genç kız da neleri beklediğime bir cevap bulur..

11 Ekim 2011 Salı

Doktor ben bugün tüm oyunlarımdan caydım anlıyor musun?


Doktor bugün size gelmeden önce, çocukluğuma indim göğsümdeki 23basamaklı merdiveni kullanarak…
 Masallarımdan geriye kalanlar ne kadar şaşırtıcı bilseniz… 
Şimdilerde Pinokyo’ nun burnunu kanatıyor yalanlar…
Alice yadırgamıyor artık iskambil kağıdı adamlarla yakıştırıldığında…
Gulliver başka ütopyalara alınmıyor pasaportsuz… 
Pollyanna da vazgeçmiş hoşnutluk masalından… 
Peter Pan korsan yayınlarla vurmuş voliyi…
Rapunzel prensi beklemeyi bırakıp ejderhayla işi pişirmiş en sonunda…
Donkişot beyaz bayrak sallıyor yel değirmenlerine… 
Şimdilerde Sindrella saat ne zaman 12 yi gösterse intihara meyil ediyor… 
İçlerinden bir Quasimodo değişmemiş sanki… 
Hala dünyanın yükünü taşıyor kamburunda…
Doktor ben bugün tüm oyunlarımdan caydım anlıyor musun?

(Özgür Gümüşsoy)

11 Haziran 2011 Cumartesi

Bak Beyim Sana İki Çift Lafım Var !




       " Bak beyim, sana iki çift lafım var.Koskoca adamsın.Paran var, pulun var, her şeyin var.Binlerce kişi çalışıyor emrinde.Yakışır mı sana ekmekle oynamak?Yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak.Ama nasıl yakışmaz.Sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saadeti çok gören.Anlamıyor musun beyim, bu çocuklar birbirini seviyor.Ama ben boşuna konuşuyorum.Sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum.Hıh.Sen büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi Saim Bey.Sen mi büyüksün?Hayır ben büyüğüm, ben, Yaşar Usta.Sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç.Gözümde pul kadar bile değerin yok.Ama şunu iyi bil, ne oğluma ne de gelinime hiç birşey yapamayacaksın.Yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi.Çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız.Bizler birbirimizi seviyoruz.Biz bir aileyiz.Biz güzel bir aileyiz.Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun?Dokunma artık aileme.Dokunma çocuklarıma.Dokunma oğluma.Dokunma gelinime.Eğer onların kılına zarar gelirse ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemis olan ben, Yaşar Usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni.Anlıyor musun.Vururum ve dönüp arkama bakmam bile."